28 Şub 2021

Hayat ve İnsan

Siz dünyaya geldiğinizde hayat size birçok olanak sağlar. Zamanla bunların hepsini en acı şekilde elinizden tek tek alır. Bu hayatın acımasızlığı değildir aslında. Sizden, size verdiği güzellikleri alıp onu tekrar sizin almanızı, dimdik ve güçlü durabilmenizi ister.
Eğer bir acımasızlığı varsa bu herkeste bu gücün olmamasıdır. 



22 Şub 2021

Kendi Dünyamdan Günlükler 2


Herkese merhaba. Nasılsınız pek değerli okuyucularım? Nasıl geçiyor günleriniz? Benim günlerim sınavlarla,okumak istediğim kitaplarımla ve başlayacak olan yazılılarıma hazırlık ile geçiyor. Bu hafta maalesef Ağaç Ev Sohbetlerini ve Kelime Oyunu etkinliklerini de kaçırdım ama elimden gelebildiğince sizin yazılarınızı okuyup fikrimi belirtmeye çalıştım.

"Kendi Dünyamdan Günlükler 1" adlı yazımda şiir yarışmasına katıldığımı,sonuçların açıklanmasına az kaldığını ve çok heyecanlı olduğumu söylemiştim. Maalesef kazanamadım. İlk altıya (mansiyona layık görülenler dahil) giremedim. Üç binden fazla katılım olmuş (buna gerçekten sevindim. Şiirle ilgilenen kişilerin olması çok çok güzel.Mükemmel bir rakam değil ama olsun.) İlk yüze girenlerin yazıları da bir kitapta toplanacakmış. Umarım İlk yüze girememişimdir böyle bir şey olmamasını dilerim çünkü biliyorum ki böyle eserlerde eseri yazan kişinin ismi,soy ismi,yazar hakkında bilgi verilmiyor. Bunun büyük bir emek hırsızlığı olduğu düşüncesindeyim. Elbette yarışmaya bunu bilerek katıldım ama dediğim gibi şiirimden çok emindim. Üzülmedim. 
Tamam belki biraz üzüldüm ama sonra geçti. Kendime dedim ki "Pes etme. Bu demek oluyor ki önünde uzun bir yol var. Sen seversin uzun yolları. Bu uzun yolun tadını çıkar." 

Bazen şiirden,dersten vb. değilde kendimden çok emin olduğumu düşünüyorum. Bunun son zamanlarda olumsuz bir etkisi var üstümde. Her şeyin mükemmel olmasını istiyorum. Eksiksiz. Bir keresinde öğretmenim bunun farkına vardı ve bana dedi ki "Yağmur biz insanız. Mükemmel olamayız." Haklı. Öyle zamanlarda içimden kendime bunu sürekli tekrarlıyorum. Aslında mükemmel olmasını istediğim şey kendim değil. Yaptığım şeylerin mükemmel olmasını istiyorum. Herhangi bir şey yaptığım zaman kafamın içinde ki kara bir bulut yaptığım her şeyi sorguluyor "Emin misin?" 
Daha öncesinde böyle bir şey yoktu. 

Bu aralar bitirmek için uğraştığım bir puzzle var bitirince paylaşacağım. Alırken çok güzel gelmişti şuan yorucu geliyor bana :D Ama güzel,sakin bir müzik eşliğinde gayet kafa dinleyebiliyorum. 



Masa dergisinde okuduğum "Replik Masası" adlı yazıda gördüğüm bir replik beni düşündürdü. 

"İnsan,zamanı durdurmak istediği yere aittir." 

Çok doğru. Ben düşündüm de sanırım denizin kokusunun,sesinin ve manzarasının olduğu yere ait olabilirim. 

Sen nereye aitsin sevgili okuyucum? 
Sağlıcakla kalın :):) 


16 Şub 2021

YAŞAMAK / Kitap Yorumu

Herkese merhaba. Normalde kitap tanıtımı,yorumu yapmamayı düşünüyordum bloğumda fakat hayatımda okuduğum en güzel kitaplardan biriyle karşılaştım. Onu okumamayı dilerdim çünkü kitaplar bitince beni bir hüzün kaplıyor ama bu hüzün bu sefer farklıydı. Sevgili okurum bugün hayatıma illaki dokunacağını düşündüğüm ve bundan da emin olduğum bir kitabı okudum,bitirdim sizin de hayatınıza dokunması için şimdi onu sizlerle paylaşacağım kesinlikle okumanız gereken bir kitap olduğu kanaatindeyim. Kitabın ismi ''Yaşamak''


Yazarının henüz ikinci romanı olmasına rağmen dünya çapında büyük bir kitleye ulaşan Yaşamak, Çin’in yakın geçmişindeki zorlu yaşam koşullarını tüm gerçekliğiyle ele alıyor. Yu Hua tarafından 1993 yılında kaleme alınan yapıt. Çin edebiyatına ait olan bu kitap ilk zamanlarda kendi ülkesinde yasaklanmasına rağmen sonrasında tekrar okuyucuya sunulmuştur. İlk sayfalarında bazı kısımları absürt bulup her ne kadar karaktere kızsam da kitabın sonu kesinlikle ve kesinlikle görülmeye değer. Tavsiye ediyorum :) Okumanız gereken bir kitap olduğu kanaatindeyim. 

Kitabın arka kapağı:
Aile servetini yiyip tükettiği gençlik günlerinde, uzun bir hayatın ona neler sunacağından habersizdir elbette Fugui. 
Yıllar sonra, yaşlı öküzüyle tarlasını sürerken tanıştığı bir yabancıya hayatından söz etmeye başladığında, şımarık bir gencin başına gelenlerden fazlasını sayıp dökecektir bu yüzden: Fugui, kendisiyle birlikte altı insanın hayatını, kaderin sürprizlerini, yaşamın acılarını ve sevinçlerini anlatır. Onun dilinden -daha doğru bir ifadeyle Yu Hua’nın kaleminden- dökülenler, insanlık durumlarına dair epik bir romana dönüşür böylece. Basit bir anlatım, güçlü bir anlatı doğurur: Sabanın toprakta bıraktığı izlere benzer kâğıt üzerinde satırlar. Yaşamın her şeyi kapsaması gibi, Yaşamak da hayatı olduğu gibi kucaklar. Doğumları ve ölümleri, mutsuzlukları ve umutlarıyla...
Yayımlandığında ülkesinde yasaklanmasına rağmen, bir hayat öyküsü okumamış da sanki bir hayat yaşamış olduklarını söyleyen okurlarının her geçen gün artmasıyla bir “modern klasik”e dönüşen Yaşamak’ı Bahar Kılıç, Çince aslından çevirdi.

Yasaklanmasının nedeni: 

Yu Hua, birçok yerde Çin Komünist rejimi hakkında, toplumsal hayat ve kişiler bazında eleştirilerini sunmaktan geri kalmıyor. Bunları romanın içinde gayet başarılı bir şekilde eritiyor ve rejimin başta savunduğu şeylerin tam tersini daha sonra insanlara nasıl dayattığını da satırlarına yansıtıyor.

15 Şub 2021

Edip Cansever

 Şiir-Şair köşeme olmazsa olmaz, en değerli şairlerden biri olan Edip Cansever nam-ı değer ''Çağının Şairi''  ile devam ediyorum.

Alıntıdır.

"Bir renk değildir mavi huydur bende.''

Tam adı Ömer Edip Cansever'dir. Penbe Hanım ile Fazıl Cansever'in oğlu olan Edip Cansever 8 Ağustos 1928 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelmiştir. Şairin eğitim hayatı Saraçhanebaşı'ndaki 56. İlkokulda 1940 yılında başlamıştır. İlkokul ve ortaokul eğitim hayatını tamamlayıp İstanbul Erkek Lisesi'nden mezun olduktan sonra Yüksek Ticaret Okulu'nda öğrenime başlamış ardından öğrenimini yarıda bırakarak babasının Kapalıçarşı da bulunan dükkanında antikacılık yapmaya başlamıştır. On üç yaşındayken bir çocuk dergisi olan ''Arkadaş'' ta şiir yayımlayan (1941) Edip Cansever'in ilk şiiri Düşünce İstanbul dergisinde çıkmıştır. Daha sonraki yıllarda ise şiirlerini farklı dergilerde yayımlamaya devam etmiştir. İkinci Yeni edebi akımını izlemiştir bazı şiirlerinde yer yer Garip şiirinin etkisini taşısa da sonrasında İkinci Yeni edebi akımının şairleri arasında yer almıştır. Hayatının en önemli olayının 1954 yılında çıkan Büyük Kapalıçarşı Yangını olduğunu söylemektedir. Dokuz kitabını Kapalıçarşı da bulunan Sandal Bedesteni'ndeki küçük dükkanının asma katındaki çalışma masasında yazmıştır Cansever bu konuyla ilgi şöyle bir yorumda bulunur: ''Düşünüyorum da ya o yangın olmasaydı?''
Eserleri  ve şiirleriyle sayılan şair Bodrum'da olduğu sırada beyin kanaması geçirmiş ve İstanbul'a getirildikten sonra 28 Mayıs 1986 tarihinde aramızdan ayrılarak hayata gözlerini yummuştur. 

Öznel olarak kısaca bahsedecek olursam hep hatırlanması gereken şiirleriyle çağının şairi olmayı başarmış bir insan olan değerli şairimiz şiirleri ile hep aramızda olmaya devam edecek.

En sevdiğim şiirlerinden biri olan ''Sevda Bir Ateş Buldu Sende...'' adlı şiirini sizinle paylaşmak isterim.

Sevda Bir Ateş Buldu Sende...
Sevda bir ateş buldu sende, eğilip öptü seni
Artık kimse denizi bilmiyor.

Dirseklerini masaya koyuşundan belli
Gelip geçen bir günü bitirmek istemediğini
Sevda bir umut buldu sende.

Ey bir yolcu listesinde bir ölüyü arayan
Artık kimse gözlerini bilmiyor.

Şunu imzala
Bir mektup, bir telgraf alındısı değil
Unutulmuş bir sevdadır kapısını çalan
Ve sevimsiz bir terlik gibi duran odan
Kimse artık bir şey giymek istemiyor.

Sonra bir pencereden kendine
Ayışığı gibi vuran sen
Ne sana ne başkasına benziyor.

Ve işte bir dip balığı su boşluğunda
Çırparaktan yüzgeçlerini
Hiç kimseye uymayan bir mevsim öneriyor

''Masa'' dergisinden alıntıdır.


14 Şub 2021

Kendi Dünyamdan Günlükler 1

 


Herkese merhaba. Nasılsınız pek değerli okuyucularım? Nasıl geçiyor günleriniz? Ben kendimi farklı şekilde oyalamaya çalışıyorum fakat bu aralar pek yoğundum. Biliyorsunuz üç hafta bir ara tatil oldu bende birinci dönem eksiklerimi kapatmaya çalıştım. Konu olarak eksiğim yoktu fakat soru anlamında vardı. Bol bol soru çözerek eksiklerimi kapatmaya çalıştım bu konuda başarılı olduğumu düşünüyorum özellikle zorlandığım bir ders vardı onu çok iyi bir şekilde toparladım (aman maşallah diyelim 🧿) 
Bu yüzden blogla pek fazla ilgilenemedim. Yarın uzaktan eğitim başlayacak ve ara tatil bitecek üç haftanın sonunda güzel bir dinlenmek istedim.

Bir kahve? 

Neyse nerede kalmıştım.
Kendime bir şeyler katmaya çalışıyorum. Gerek kültürel gerekse kendimi keşfetme amaçlı. (Blogum bunlardan biri 🌸😊) 
Bunlardan bazıları film izlemek bu aralar çoğunlukla komedi filmleri izliyorum. Dizi izlemeyi pek sevmiyorum sonraki sezonlarda hayal kırıklığına uğrayabiliyorum bu yüzden bence en iyisi film oluyor. Bu aralar "İğne Deliğinden Dünya" adlı bir kitap okuyorum kalemi oldukça güzel bir yazar tarafından yazılmış konusu da kitap gibi güzel ilerliyor. Tavsiye edebilirim :)  


Bunların dışında yarışmaları takip ediyorum mesela oldukça fotojenik bir kişiyimdir yazdan kalma çektiğim fotoğraflara da ayrıca güveniyorum bu yüzden özel bir sitenin yarışmalarına katılıyorum bunlar genellikle tur tur düzenleniyor benim fotoğraflarım profesyonel değil. Yarışmada  olağanüstü fotoğraflar var. Benimki sadece güvendiğim fotoğraflara şans vermek oluyor. Onca profesyonel kişi arasından ancak üçüncü tura kadar yükselebiliyorum. Pandemide eski fotoğraflara bakmaktan gerçekten güzel fotoğraflar çektiğimi keşfettim sonrasında yarışmalara katıldım dediğim gibi profesyonel değilim.
Sonrasında yaşadığım şehrin belediyesinin şiir veya hikaye yarışmaları oluyor. Edebi alanda kendimi geliştirmek adına ve kendimi görebilmek adına bu yarışmalara katılmaya çalışıyorum. 2020 yılının Ekim ayında şiir yarışmasına katılmıştım mesela yarışmanın sonucu 18 Şubat 2021 tarihinde açıklanıyor. Çok az kaldı ve ben çok heyecanlıyım. Şiirime güveniyorum umarım kazanabilirim. Aslında önemli olan kazanmak değil mansiyona layık görülse bile çok sevineceğim çünkü benim için önemli olan kendime bir yol çizebilmem ve ilerleyebilmem. Önemli olan benim bu sayede kendime güven kazanmam. 
Bu aralar dergi okumaya başladım edebiyat dergileri okuyorum bu ay "Masa" ve "Ot" dergisinden aldım ikiside güzeldi bence tavsiye ederim. Yazılar elbette çok güzel,seviyorum okumayı fakat yine de en çok hoşuma giden içinden çıkan ayraçlar,posterler ve bardak altlıkları :):) 

"Ot" dergisinin normalde şubat ayı sayısı bu değil fakat ben tam bir Orhan Veli hayranı olduğum için eskilerden bir sayısını aldım.

Masa dergisi şubat ayı sayısı: The Queen's Gambit 

Benim günlerim böyle geçiyor peki ya senin pek değerli okuyucum? 
Birde eğer dergi önerileriniz olursa çok mutlu olurum. 😊🙏🏻
Sağlıcakla kalın  :) 

5 Şub 2021

Mor Leylak Gibisin / Kelime Oyunu 10

Kelimeler: PARMAK UCU,VEDA,RUH,SEVİLMEK,SATIR

Herkese merhaba. Bu hafta kelime oyunu etkinliğimizin 10. haftasındayız. Kelimeler bence çok hoş ve bu kelimeler bu hafta sevgili EsTen'den geldi. İsteyen herkes katılsın. 


Bir gün parkta oturuyor Turgut Uyar'ın "Büyük Saat" adlı kitabını okuyordum. Yağmur yeni tüm şehri yıkamış, etraf mis gibi çam kokuyordu. Ben aheste aheste okuyor o güzel mısraların altını çiziyordum. Elim hafiften bir sonraki sayfaya kaydı ardından bir mektup yere düştü. Hayretle mektubu aldım içini yavaşça açtım mektup çok güzel kokuyordu içindeki kurumuş mor leylak vermişti bu kokuyu bu mektuba. Mektup çok eskiydi açtım mektubu içinde şöyle bir şiir vardı: 

Bir satırda can bulmuş 

Bir bedene ruh olmuş 

Bir hayalde kaybolmuş 

Mor leylak gibisin 

Vedalar bana göre değildir 

Ruh bedene bağlanmadan gidesin

Yıllar yorgan değildir 

Sarsan da unutuveresin 

Sen, bir dalı bin ömre bedel mor leylak gibisin...

Parmak uçlarıma kadar heyecanla okudum. Sevilmek güzel şey doğrusu. 


Bu kadardı. Umarım sevmişsinizdir.Sağlıcakla kalın :) 

2 Şub 2021

Ağaç Ev Sohbetleri 76

 Herkese merhaba. Ağaç Ev Sohbetlerinin 76. haftasındayız.Bu haftanın konusu sevgili Sessiz Gemi'den geldi. Kendisi bu sefer yakın geleceğe yönelik bir konu seçti ve seçtiği konu yine oldukça güzel. Bu günlerde "umut" en gerekli şey. Güzel şeyleri hayal etmekte şahsen benim içimi umutla dolduruyor. Bu yüzden kendisine teşekkür ediyorum. 

https://kavanozdakibeyin.blogspot.com/2021/02/agac-ev-sohbetleri-76.html


  • Pandemi bir gün bitecek ve bütün olanlardan sonra hayata dikkatli şekilde karışacağız. Belki sosyal mesafe kuralları artık hep geçerli olacak belki maske de uzak doğu ülkelerinde olduğu gibi kalabalık alanlarda yoldaşımız olmaya devam edecek tedbir için.. Peki evlerde hapsolduğumuz bu sürecin ardından nasıl bir tatil hayaliniz var? Nereye gitmek ve ne yapmak istiyorsunuz? Gerçekçi düşünerek ve size uygun şartlar altında gerçek planlarınızdan söz edin bakalım :)

Umut dolu demiştim. Dışarıya hasret kalmış bir ruh halim var gerçekçi olmakta zorlanabilirim :) 
İlk önce İstanbul'a gideceğim. İstanbul'un yeri bende bambaşkadır. Görmeyeli çok uzun oldu diyemem bir buçuk yıl oldu neredeyse. Ama gerçekten çok özledim bu yüzden ilk rotam,en değerli rotam İstanbul'um. Adalar,boğaz turu,Ortaköy... Ah canım İstanbul.

Sonrasında yine Ege turu yapmak istiyorum. Datça,Muğla ve gözümün nuru Bodrum. Özellikle Bodrum,Gümüşlük. 

Benim Gözümden
Bodrum,Gümüşlük 

3. rotam Karadeniz olacaktır. Rize,Kastamonu,Trabzon,Ordu. 
Karadeniz'i gezip yeşilin ortasında kaybolmak,yine sokaklarda insan kargaşasına karışıp çılgınca horon tepmek,salıncakta yeniden göğe uçmak,rüzgarı yüzümde hissetmek istiyorum. 

Göğe uçmaktan kastım budur :) 

4. rotam Güneydoğu Anadolu olacaktır. Urfa da bir sıra gecesi yapmadan,Antep yemeklerini yemeden ve Mardin'e gitmeden olmaz. 

Vee en sonunda kendimi Antalya'da bulmak istiyorum. Hep olduğu gibi.

Bu kadar. Hasret kaldım demiştim pek değerli okuyucum :) 
Çok gerçekçi olduğumu söyleyebilirim. Umarım pandemi bir an önce biter. Eskiye kavuşuruz. Gezmeyi çok seven biri olarak bu kadar ayrılık fazla diye düşünüyorum. 
Hadi isteyen herkes katılsın.
Sağlıcakla kalın :) 


Sezen'li Bir Yazı

Bunca zaman kendimi öyle bir fanusa yerleştirmişim ki; o kadar ince o kadar kırılgan bir camda büyütmüşüm ki o cam en ufak bir darbede çatla...