“Ben nerede bir çift göz gördümse tuttum onu güzelce sana tamamladım. Sen binlerce yaşayasın diye yaptım bunu. Bir bunun için yaptım.” der Cemal Süreya bir şiirinin dizelerinde. Aklıma hemen sen gelirsin Ata'm. Çünkü ben de nerede bir çift göz gördümse senin ,denizin yahut gökyüzünün bile kıskanabileceği, masmavi gözlerine tamamlarım. Mesela okula giden bir kız çocuğunun gözlerinde görürüm. Okula giden küçücük bir kız çocuğunun gözlerindeki umut ışığında, eğitim arzusunda görürüm seni. Bir Anadolu gencinin yahut yaşlısının gözlerindeki vatan sevgisinde görürüm. Bu vatanda bulunan her Türk evladının kendi milletinin marşını okurken ki duruşunda, bayrağına bakışında, sesindeki kararlılığında görürüm Ata’m. Bir Anıtkabir gezisinde ziyaretine gelen evlatlarının yangın yüreklerinde, minnet dolu buğulu bakışlarında görürüm. Gördüğüm o binlerce gururlu, kararlı, yiğit, cesur gözü tutup güzelce sana tamamlarım. Sen binlerce kez yaşayasın diye yaparım bunu, bir senin için yaparım. Kalbimde hissederim seni Ata’m! Ayağımı bastığım toprakta, aldığım nefeste, adını andığımda titreyen sesimde hissederim seni.
Zaman ve hislerim bir 10 Kasım sabahı durur seninle. Saatin tam da 9’u 5 geçtiği vakit hem de...
29 Ekim 1933 günü senden duymadığımız fakat kağıda yazdığın yazıyı hatırlıyor musun Ata’m? Hani Cumhuriyet’in onuncu yıldönümü kutlanırken Ankara’da milletine seslendiğin vakit elindeydi. 7 sayfaydı hani... “Türk Milleti, ebediyete akıp giden her on senede bu büyük millet, bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne mutlu Türk'üm diyene!” diyerek sonlandırmıştın sözlerini. Peki ya söyleyemediğin şeyler de var mıydı Ata’m? Günün coşkusu bölünmesin diye, veda eder gibi konuşmamak için üstünü çizdiğin birkaç satır yazın var mıydı? Sen de biliyorsun ki şu sözler yazıyordu o kağıtta Ata’m: “Bu söylediklerim hakikat olduğu gün senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: Beni Hatırlayınız.”
Seni unutmak ne mümkün Ata’m!
Biz 1938’den bu yana hiçbir zaman: Mevcudiyetimizin ve istikbalimizin yegâne temelini unutmadık. En kıymetli hazinemizi unutmadık. İstikbalde dahi bizi bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhili ve hârici bedhahları unutmadık. Emanetini unutmadık. Biz seni hiç unutmadık Ata’m! Seni bir gün değil bir saniye bile unutmadık. Türkiye Cumhuriyeti topraklarında bulunan, yaşayan ve Ata’nın evladı olan her Türk, bugün şehidinin kanıyla sulanmış bu kutsal vatan topraklarında kendi milletinden insanlarla kendi dilini özgürce konuşabiliyor ve yaşayabiliyorsa bunu tek bir kişiye borçludur o da evladı olduğum, olduğumuz; Başkomutan, Ulu Önder, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’tür. Sonsuz sevgi, saygı, özlem ve minnetle... İzindeyiz Ata'm. Ta ki son Kasım'a dek...
Okuyucuma dipnot:
Geçen sene bu zamanlar okulumda 10 Kasım için bir anma töreni düzenlenecekti. Edebiyat öğretmenim bir toplantı yapıldığını ve düzenlenecek anma töreninde konuşmayı okulun kuruluşundan beri ilk defa bir öğrencinin yapılmasını istendiğini bu kişi için de benim adımın verildiğini söylemişti. Senenin başında herhangi bir edebî faaliyette bulunmayacağıma dair kendime söz vermiştim çünkü katılacağım edebî faaliyet dışında ailem,arkadaşlarım,derslerim her şeyden kendimi soyutlayıp işime odaklanıyordum. Fakat bu sefer başkaydı. Konu Mustafa Kemal Atatürk'tü. Onur duyardım. Hiç düşünmedim ve kabul ettim. Yazmak istiyordum. Teneffüslerde bilgiler topluyor, karalamalar yapıyordum yaklaşık bir buçuk hafta öyle geçti fakat hâlâ Mustafa Kemal Atatürk'e layık bir yazı yazdığımı düşünmüyordum (ona layık bir yazı yazdığımı ve yazılabileceğini hâlâ da düşünmüyorum fakat yazmak istediğim olabilecek en iyisini yazmaktı) son birkaç gün kala yazımı toparladım ve teslim ettim. Edebiyat öğretmenim bana "Yağmur, Mustafa Kemal Atatürk'e "Ulu Önder" ifadesinin kullanılmaması gerekiyormuş geçen senelerde müdür bey bu yazıyı kullanan edebiyat öğretmeninin yazısından bu ifadeyi silmiş böyle bir şey yaşamayalım. Yazma." dedi. Benden böyle bir şey istemesine mi yoksa müdürün yaptığına mı şaşırayım bilemedim. "Tabii ki bu ifadeye mutlaka yer vereceğim hocam. İsterse bir de benim yazımdan silsin." dedim. Aradan bir gün geçti yazımı okumuş müdür bey. Hocamın yanına gittiğimde gözleri buğuyluydu. Anladım. Fakat bir yanım hâlâ ihtimal vermek istemiyordu. Bir baktım o ifadeyi kağıtta öyle bir çizmiş ki mavi bir tükenmezle... Kağıdın arkasına çıkmış izi... Görür görmez öğretmenler odasının ortasında "Bu ne hadsizlik?!" diye bağırmaya ve hüngür hüngür ağlamaya başladım. Öğretmenlerim sakinleştirmeye çalıştıkça "Bu adam nesil yetiştiriyor!" diye ağlamaya başladım. Bu zihniyetle dört sene mücadele vermiştim. Necip Fazıl'a yer vardı fakat Nâzım Hikmet'in bahsi geçemezdi. Fon müziğinde Zülfü Livaneli'ye bile yer verilmezdi. Bu adam üstelik edebiyat öğretmeniydi.
Aradan bir saat geçti beni yanına çağırdı. "Anlat bakalım neymiş sorun?" dedi. Sakin bir şekilde kendimi açıkladım ve öfkemi bastırmaya çalıştım. Önder olanın Hz. Muhammed ve Ulu olanın Allah olduğundan bahsettiğinde okuduğu yazının bir dinî metin mi yoksa edebî metin mi olduğunu sordum ve ekledim. "Önünüzde duran kağıtta yazılanlar dinî içerikli bir metin değildir. Orada yalnızca Mustafa Kemal'den bahsedilmektedir. Beşer olan herhangi biri nasıl ki bir yaratıcıyla kıyaslanamaz ise siz de kıyas yapamazsınız." dedim. Lafı uzatmadım. "2023'ün Ocak ayında İstanbul'a gittiğimde Necip Fazıl'ın mezarına gittim; başında dualar okudum,şiirler okudum." dedim. Gözlerinin içi parlıyordu bu cümleleri kurduğumda... Ve sözlerime devam ettim. "Fakat ben Nâzım Hikmet'in mezarına gidemiyorum çünkü Moskova'da Novodeviçi Mezarlığında..." dedim. Gözünün feri söndü bu cümleleri kurduğumda. Anlayacağımı anlamıştım. Yazdığım kağıdı göstererek "Ya 10 Kasım günü bu yazdığım kompozisyonu "Ulu Önder" ifadesiyle okurum ya da siz kendinize başka bir öğrenci seçersiniz." dedim. Müthiş bir hoşnutsuzlukla "Nasıl istersen..." diyebildi.
Ben 10 Kasım 2023 tarihinde bu yazıyı konferans salonunda yüksek sesle, "Ulu Önder" ifadesiyle okudum.
Bu olay kimine çok gereksiz kimine yaptığımın saygısızca ve n'olursa olsun onun bir öğretmen olduğu düşüncesine kadar gidebilir. Yaptığımdan pişman değilim. Hatta az bile tepki verdiğimi düşünüyorum. Adının anılmasından rahatsız olan,korkan kim varsa her zaman daha gür söyleyeceğim!
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e saygı, sevgi ve hasretle...
Ooooo süpersin yaa ders alınacak bir hareket :)
YanıtlaSilCanım Deep! 🙏🏻
SilSen bi tanesin!
YanıtlaSilKendimle de gurur duydum, okurken yazını. İşte benim arkadaşım dedim, gururlandım, gülümsedim ve biliyor musun... hiç şaşırmadım Genç:))
İyi ki varsın Sevgili Buraneros! 🌸
SilÇokça iyi ki değerli arkadaşım... 🙏🏻
İşte Atatürk'ün manevi evladı, işte cumhuriyet çocuğu! Seni tebrik ediyorum, gözlerinden öpüyorum. Ben 70'ime yaklaştım, bizler gidiciyiz zaten Atatürk de cumhuriyeti, mirasını siz gençlere bıraktı. Şimdi içim rahat gidebilirim. Öteki öğretmene (!) gelince, akepe'nin beynini yıkadıklarından. İnşallah bir erken seçimle defolup gidecekler; gidince okullara, hastanelere, oraya. buraya yerleştirdikleri bu zavallıları da göndereceğiz. O yüzden seçim olunca aman ha hastalık, mastalık, demeyin gençler benim yaşlı komşum hastaneden kalkıp taksi çağırıp akrabalarının da yardımıyla oy kullanmıştı. Bir oy bir oy demişti çok haklıdır bir oyla seçim kaybedildiği gibi, kazanılır da.
YanıtlaSilSevgilerimle.
Dilerim ona ve mirasına layık evlatlar olabiliriz.
SilOnun ilkeleri bizim yolumuz. Umudumuz hiç sönmesin. 🦋
Sizin de uzun, güzel, sağlıklı yaşlarınız olsun daha...
Benden de çokça sevgiler! 🙏🏻🌸
Merhabalar.
YanıtlaSil"Ululuk, yücelik, büyüklük kavramları, Tanrıya has özel bir sıfat sözcükleri değil; beşer için de kullanılır, Tanrı için de kullanılır. Bunlar, Mustafa Kemal Atatürk'ü birilerinin dayatması ile sevmezler ve ona bu sıfatları layık görmezler. Oysa Atatürk, bu sıfatların en alasına layıktır. Ancak, dilimizde olanı bu kadardır.
Sizi, hazırladığınız konuşma metninden taviz vermeden bu konuşmayı yapmış olmanızdan dolayı tebrik ederim. Ne hallere düştüğümüzün çok açık bir tezahürü olan bu durum, yürekler acısıdır.
Kendi kendilerine karşı dindarlık ve Müslümanlık yarışına giren ve Müslüman'ın Müslüman kanı dökmesiyle sonuçlanan bu kör döngüyü Atatürk, Cumhuriyet ideolojisi ve koyduğu ilkelerle kırmayı başarmış; Hz. Muhammed'in "Müslüman, Müslüman'ın elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir" diye tarif ettiği barışçı ve barış içinde yaşamayı öğrenen Müslüman modelini çağdaş Cumhuriyet değerleri sayesinde yaratabilmiştir.
Atatürk'e ve ilkelerine yönelik bir takım haksız eleştiriler, onun şahsından çok, İslam ve Türk Rönesans'ına yöneltilmiş eleştiriler olarak görülmelidir.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ü, ebediyete irtihal edişinin 86'ncı sene-i devriyesi vesilesiyle saygıyla, özlemle ve rahmetle yad ediyorum. Ruhu şad olsun. Işıklar içinde uyusun.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar Recep Bey,
SilKatılıyorum düşüncelerinize.
Gönlümüz de olanı dilimizle ancak bu kadar ifade edebilmek her ne kadar üzücü olsa da asla vazgeçmeyeceğiz ifade etmekten.
Işıklar içinde uyusun Ata'mız.
Benden de çokça selamlar, saygılar. 🙏🏻
Blog sayfamdaki yorumunuzu okuyup yanıtladıktan hemen sonra iade-i ziyaret için sizin bloğa geldim sevgili genç arkadaşım. Aslında geç saatlerde çok nadir yorum yazarım. Ama bu harika seslenişi duymazdan gelmek, kendime de saygısızlık olurdu.
YanıtlaSilSağlıkla ilgili sorunlarımızdan ötürü çok yoğun geçen bir haftadan sonra, uykusuzluktan gözlerim kapanmadan hemen önce yazıyorum:
Sizin gibi onurlu, kararlı, ne istediğini bilen, ülkesini ve değerlerini koruyan, zeki ve bilinçli, sağlam karakterli GENÇLER; geleceğimiz, güvencemiz, umudumuz.
İyi ki varsınız...
Hoş geldiniz Makbule Hanım. :)
SilÖncelikle çok geçmiş olsun. Umarım her şey yolundadır.
İade-i ziyaretiniz ve kıymetli sözleriniz için ayrıca teşekkür ediyorum.
Biz yalnızca O'na layık olmaya çalışan, meşaleyi devralacak, fikirleriyle yol alacak evlatlarız. Bu mirasa sahip çıkıp aydınlıklara ulaştırmak boynumuzun borcudur. Umudumuz hiç sönmesin.
Umudunuz var ki umudumuz var. Sizler de iyi ki varsınız!
Çokça sevgiler ve bir de sağlıcakla kalın. :)
Such a beautiful tribute to Atatürk.
YanıtlaSilThank you for sharing this.
Thank you very much, my dear friend Veronica. :)
SilHe is a leader who has earned the respect of the world.
He is our dearest.
Selamlar sizleri yeni görüyorum. Tanışmayı çok isterim :D
YanıtlaSil"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."
Merhaba. Hoş geldiniz. :)
SilAta'mızın çok sevdiğim bir sözüdür. Teşekkür ediyorum yorumunuz için.
Bu zamanda bu cesaret ancak alkışlanır 👏👏👏. Bu arada blogu feedly okuma listeme ekleyemiyorum bir engelleme mi var acaba?
YanıtlaSilOlması gerekeni yaptım ben yalnızca cesaret sayılmaz bence. :))
SilBildiğim kadarıyla herhangi bir engelleme yok açıkçası. Nereden düzeltebileceğim konusunda yardımcı olursanız belki halledebiliriz. Ayrıca çok teşekkür ediyorum Derya Hanım. :)
Rica ederim ☺️. Atom veya rss ayarları kapalıysa izin vermiyor. Ayarlardan kısa özet seçerek açılabilir. Kontrol panelinde de gösterebilirim. Feedly den takip edince okuduğum blogların yeni yayınlarını kaçırmıyorum 🤭
SilAyarlara girip baktığımda ''site feed'i'' ile ilgili herhangi bir engelleme yoktu aslında fakat ben yönlendirmeleriniz doğrultusunda bir şeyler yapıp sorunu düzeltmeye çalıştım. Daha öncesinde de böyle bir sorunla karşılaşmamıştım açıkçası. Umarım sorun ortadan kalkmıştır. :))
SilÇok teşekkür ediyorum Derya Hanım. <3
Maalesef feedly blog linkini kabul etmiyor. İlk kez böyle bir sorunla karşılaşıyorum.
SilEkledim çok teşekkür ederim 🙏
SilHarika! Sonunda sorunun çözülmesine çok sevindim.
SilAsıl ben teşekkür ediyorum Derya Hanım. :)
Çokça sevgiler.
Benim buradaki yorum yayınlanmamış 😌
YanıtlaSilEvet, spam olarak sayılmış yorumunuz. Zaman zaman olabiliyor fakat görebildiğim kadarıyla düzeltiyorum.
SilOlur öyle şeyler arada :D
SilKaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.Ruhu şad olsun.Ata'mızı özlem ve saygıyla anıyoruz.
YanıtlaSilAminn.
SilTeşekkür ediyorum. :)
Your words are a powerful tribute to Mustafa Kemal Atatürk, and your deep admiration and respect for him shine through in every line. The way you see his influence in the eyes of every child, every patriot, and every Turk is beautifully expressed. The personal story you shared adds another layer of courage and determination, showing how standing up for what is right, even in difficult circumstances, is a reflection of the very values Atatürk stood for. Your voice is one that upholds the importance of remembering, respecting, and honoring those who have shaped the nation. Wishing you a beautiful Christmas www.melodyjacob.com
YanıtlaSilThank you so much, your kind and meaningful words really made me happy.
SilHe is our beloved leader. I am very fortunate to be a child of Mustafa Kemal Atatürk.
I also wish you a wonderful new year. :)
Tebrik ederim yazını ve dik duruşunu. Ulu Önder'imizi, Başkomutan'ımızı, Başöğretmen'imizi, Büyük Atamız Mustafa Kemal Atatürk'ü özlem, saygı ve minnetle anıyorum.
YanıtlaSilKıymetli düşünceleriniz için çok teşekkür ederim Yıldız Hanım. 🙏🏻🌸
SilYazınızın ikinci bölümünü nefesim daralarak okudum. Sizinle gurur duyuyorum. İşte, Atamız'ın bizlere bıraktığı emaneti sizin gibi dik duruşlu, vatanını seven gençler sahip çıkacaktır. Ayrıca gözlerim dolarak okuduğum Ata'ya Minnet yazınız için de çok tebrik ediyorum sizi. Gönlünüz, aklınız dert görmesin.
YanıtlaSilMutlu seneler diliyorum.
Öncelikle kıymetli sözleriniz ve düşünceleriniz için asıl ben teşekkür ederim Nazlı Hanım.
SilBiz, bizden sonrakiler, onlardan sonrakiler... İlelebet mirasa sahip çıkacaktır. O'nun ilkelerini ışık bilecek, aydınlatılmış yolunun karanlığa bırakılmaması için elinden gelenin en iyisini canı pahasına da olsa yapacaktır. O'nun evladı olmak bunu gerektirir.
O'ndan öğrendik her birimiz. :)
Mutlu, huzurlu, sağlıklı, umutlu yarınlara...
Mutlu seneler!
Çokça sevgiler...
Çok tebrik ederim ..gurur duydum sizinle
YanıtlaSilDesteğiniz için çok teşekkür ediyorum. 🙏🏻
SilSevgilerimle...