6 Tem 2021

Kendi Dünyamdan Günlükler 7

 Herkese merhabaa. Nasılsınız pek değerli okuyucularım? Nasıl geçiyor günleriniz? Umarım her biriniz çok iyisinizdir.

Ben çok iyiyim. Dinleniyorum, gayet sakinim hiçbir panikliğim vs. yok :) Oh çok iyi! Bu yaz tatilinin gelmesi gerekiyormuş gerçekten. 

Bu yaz tatilinde mutfak anlamında cidden kendimi aştım. Kekler, pudingler, içecekler... Hatta en son kek yapmıştım affınıza sığınarak o güzelim kekimi paylaşmak istiyorum. Size de görsel açıdan afiyet olsun. :)) Çok maharetli birisi değilim ilgim olduğu doğrudur ama ayrı bir çabam yok bu mutfak işleri için... Benim alanım, ilgim edebiyat tabii ki. Fakat çok yönlü olmayı hep sevmişimdir. :) 

Mis mis!

Bu yaz için tek planım, uğraşlarım bunlar değil elbette. Dil alanında kendimi geliştirmek istiyorum. İngilizcem B1 veya B2 seviyesinde Almancam A2, İspanyolcam ise A1 seviyesinde. İspanyolca mutlaka bilmem gereken bir dil bu dili öğrenmeyi, geliştirmeyi çok istiyorum. Bunu yapabilmem için İngilizcemi C1 veya C2 seviyesine getirmem gerekiyor. Çünkü İspanyolcayı Türkçeden değil İngilizceden öğrenmek istiyorum. Bunun nedeni ise Türkçenin İspanyolca ile aynı kökene sahip olmaması. İngilizceden İspanyolca öğrenirsem bunun daha kolay olacağı ile ilgili bir video izlemiştim oradan biliyorum. Tavsiyeniz olursa çok memnun olurum. Bunun yanı sıra okumak istediğim birçok kitap, izlemek istediğim bir sürü film ve Tedx konuşmaları, bu yılın tekrarını yapacağım test kitaplarını da bitirmek bu yaz hedeflerim arasında. 

Yaşadığım şehrin düzenlediği bir yarışma vardı biliyorsunuz ki. Bu yarışma edebiyat ile ilgi bir hikaye yarışmasıydı. Hikaye yarışmasını kazanamadığımı "eskisi kadar olmayan bir üzüntü" ile sizlerle paylaşmak istiyorum. Çok üzülmedim. Hikayemin değeri benim için hâlâ çok kıymetli. Canım sağ olsun. :)) (Kendime bulduğum en iyi teselli yalnız.)

Geçen gün yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum sizlere. Yaşadığım şehirde bulunan alışveriş merkezinin en alt katında sevdiğimiz bir market var oraya girelim dedik. Girdik. Ben tabii abur cubur reyonuna yöneldim. Abur cubur reyonunun tam çaprazında da içki reyonu vardı. İki kadın iki de çocuk orada duruyordu. Çocuklardan biri (5-6 yaşlarında) içki şişelerini göstererek "Anne bunlar ne?" dedi. Anne de biraz gülerek düşünsem aklıma gelemeyecek bir cevap verdi. "İksir onlar oğlum." dedi. Ben hem verdiği cevaba şaşırdım hem de gülmemek için kendimi zor tuttum. :) İksir... İyiymiş.

Yine aynı gün Nevşehir Avanos'a gitmiştim. Siz pek değerli okuyucularım için de birkaç gün batımı karesi yakaladım. 

Güneş'in selamı var :) 




Bu günlük bu kadar. Anlatacak çoğu şeyi sonraya saklıyorum. 
Umarım keyif almışsınızdır. 
Sağlıcakla kalın. 🌸
Şarkıyı son zamanlarda sıklıkla dinliyorum. Tavsiyemdir. 




Sezen'li Bir Yazı

Bunca zaman kendimi öyle bir fanusa yerleştirmişim ki; o kadar ince o kadar kırılgan bir camda büyütmüşüm ki o cam en ufak bir darbede çatla...